İsrail’in Filistin’e karşı uyguladığı soykırıma istenilen tepkiyi yeteri kadar vermeyen Birleşmiş Milletler, vicdanlı insanları öfkelendirmeye devam ediyor.
Yaptığı açıklamalara rağmen tatmin etmeyen BM’den bu defa bir istifa i geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği New York Ofisi Direktörü Craig Mokhiber, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından, BM’nin etkisiz kaldığını ve başarısız olduğunu söyleyerek BM, İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’e istifasını verdi.
“Yaşananlar tam anlamıyla soykırım”
Mokhiber istifa mektubunda, “Bir kez daha gözlerimiz önünde bir soykırım yaşanıyor ve bizim olarak bunu durdurabilecek gücümüz yok. Yaşananlar tam anlamıyla bir soykırımdır. ABD, İngiltere ve Avrupa’nın büyük bir bölümü bu dehşet verici saldırılarda suç ortağıdır.
Bu hükümetler yalnızca Cenevre Sözleşmelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetmiyor, aynı zamanda İsrail’e silah temin ediyor, istihbarat sağlıyor, siyasi ve diplomatik destek sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
Mokhiber, mektubunda ayrıca bölgede iki devletli çözümün artık BM koridorlarında bile şakası yapılan bir konuya döndüğünü söyleyerek, tek devletli bir yapının kurulmasını önerdi.
Mokhiber, “Tarihi tüm Filistin topraklarında Hrıstiyan, Müslüman ve Yahudilerin eşit haklara sahip olduğu tek bir demokratik laik devletin kurulmasını desteklemeliyiz. Bu yüzden ırkçı, yerleşimci-koloni projesinin ve bölge genelindeki ayrımcılık sonlandırılmalı.” değerlnedirmesinde bulundu.
“Masum sivilleri koruyamadık”
Diğer taraftan diplomat, istifa mektubunda Tutsiler, Bosnalı Müslümanlar, Yezidiler ve Rohingyalılara yönelik soykırımları hatırlarak, “korunmaya muhtaç olan masum sivilleri koruyamadık.” dedi.
Mokhiber ayrıca dört sayfalık istifa mektubunun sonundan İsrail-Filistin arasındaki sorunun çözümü için 10 maddelik bir plan sunarak, bu planı uygulamanın uzun yıllar süreceğini bildiğini bu yüzden bir an önce harekete geçilmesi çağrısı yaptı:
“BM’nin Filistin’de başarısız olması çekilmemiz için bir gerekçe değil, aksine bu bize geçmişteki başarısız paradigmayı geride bırakarak daha ilkeli bir yol haritası çizmemiz için cesaretlendirmeli.” dedi.